Sindirim sistemi hastalıkları, sindirimde görevli organlarda görülen hastalıkların tümüdür. Bu hastalıklar oldukça geniş bir kapsamda olup ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Sindirim sisteminin temel işlevi, organizmanın sıvı, elektrolit ve besin gereksinimlerini karşılamak ve besin artıkları ile atık maddeleri vücuttan uzaklaştırmaktır. Bu süreçte sindirim sistemi hastalıkları, beslenme şekli, çevre koşulları veya genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Akut ülser, genellikle travmalar, bağışıklık sistemini etkileyen nedenler ve enfeksiyonlar sonucu oluşan ağrılı lezyonlardır.

Aftöz ülserler, ağrılı, çevresi eritemli ve orta kısmı soluk ülserlerdir.

Primer akut gingivit, genellikle dudak ve ağız mukozasını etkileyen herpes simplex virüsü ile gelişir. Lezyonlar hızla ağrılı ülserlere döner. Halsizlik, ağız kokusu ve boyunda lenfadenopatiye neden olur.

Bu enfeksiyonlar diş etlerinin iltihabıdır. Acılı, asitli ve baharatlı yiyeceklerden kaçınılması gerekir. Kısa süreli hijyenle tedavi mümkündür.

Akalazya, yutma güçlüğü ve tıkanma hissi şikayetleri ile karakterize edilir. Yavaş yemek yemek ve bol sıvı almak önerilir.

Skleroderma, peristaltik hareketlerin yok olduğu ve düzensiz kontraksiyonların görüldüğü bir hastalıktır. Ağrılı ve zorlu yutma ile karakterizedir. Özel bir tedavisi yoktur; azar azar ve sık sık yemek önerilir.

Asit mide içeriği ya da alkalen ince bağırsak sekresyonunun özefagusa geçişi nedeniyle gelişen akut ve kronik iltihabi değişikliklerdir. Reflünün en sık nedeni hidroklorik asit ve pepsindir. Bu hastalık, sırt üstü yatma pozisyonunda daha sık görülür. Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi ile belirtiler hafifletilebilir.

Portal basıncın artmasına sebep olan olaylara bağlı olarak oluşan varisler genelde belirti vermez. Özefagus varisleri, kusma, öksürük, horlama gibi durumlar ya da iyi çiğnenmemiş sert besinlerin, şişmiş varisleri yırtmasıyla ortaya çıkar. Tedavi gerektirmeyen bir durumdur.

Gastrit, mide mukozasının iltihaplanmasıdır. Ani gelişen gastritte abdominal rahatsızlık, baş ağrısı, bulantı, kusma ve hıçkırık görülebilir. Tedavisinde asitli yiyeceklerden kaçınılır ve bol sıvı tüketilmesi önerilir. Genel önlem olarak hasta yatak istirahatine alınır.

Peptik ülserin temel nedeni aşırı asit salgılanmasıdır. Belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İlaç tedavisi ve bazı yaşam tarzı önerileri ile belirtiler hafifletilebilir.

Akut pankreatit, ödem, kendi kendini sindirme, nekroz ve bazı vakalarda kanamanın görüldüğü bir tablodur. En sık görülen nedeni alkolizm ve safra taşlarıdır. Her yaşta görülebilir ancak daha çok 60-70 yaşlarında görülür. Başlıca belirtisi ağrıdır. Pankreatitin özgün bir tedavisi yoktur; yapılacak uygulamalar sadece destekleyicidir.

Kronik pankreatit, pankreasın sürekli enflamasyonu, fibrozis, pankreas kanallarının dilatasyonu ve doku hasarı ile karakterize bir hastalıktır. En belirgin şikayet ağrıdır. Tedavide etiyolojik neden tedavi edilmeye çalışılır, alkol yasaklanır ve az yağlı veya yağsız diyet önerilir.

Safra kesesi taşları, safra kesesinde bulunan mukus, bakteri gibi etkenler nedeniyle oluşur. Birçok kişide belirti vermez; görülen belirtiler midede dolgunluk hissi ve sarılık belirtileridir. Tedavide taşlar eritilmeye çalışılır veya cerrahi olarak çıkarılır.

Akut kolesistit, sıklıkla duktus sistikus'u tıkayan bir taş nedeniyle safra kesesinin iltihaplanmasıdır. Şişmanlık, akut kolesistit riskini artırır. Ani başlayan ağrı, sarılık ve bulantı görülebilir. Uygun antibiyotiklerle tedavi edilmeye çalışılır.

Siroz, geriye dönüşsüz bir süreçtir ve karaciğerde nekroz oluşumudur. Hasta öyküsünde kilo kaybı, iştahsızlık, hazımsızlık, idrar renginde koyulaşma ve kanamalar saptanır. Sirozun kesin bir tedavisi yoktur; hastalar sirozun ilerlemesini önlemek için doktor tavsiyelerine titizlikle uymalıdır.