Boşaltım sistemi, vücutta kanı temizlemek, idrar oluşturmak, idrarı biriktirmek ve dışarı atmak gibi görevleri olan organlardan oluşur. İdrar böbreklerde oluşur ve bu sayede vücudun farklı organlarında oluşan zararlı atıklar su yoluyla vücuttan atılır. Bu süreç, dokuların sağlığını koruyarak vücudun su ve tuz dengesini kontrol eder. İdrarın oluşumu ve dışarı atılması iki evrede gerçekleşir. İlk olarak, idrar böbreklerde oluşur ve böbrek nefron borucuklarıyla bir kısmı emilirken geri kalan kısmı dışarı atılır. Organlarda herhangi bir problem olmadığında bu süreç sağlıklı bir şekilde devam eder.

Diyabet hastalığı, boşaltım sistemi organlarına bağlı olarak gelişen kronik bir hastalıktır. Diyabet, vücutta insülin üretiminin normalden az olması veya hiç üretilememesi durumunda ortaya çıkar. Ayrıca, vücutta insülin direnci de diyabetin bir belirtisidir. Diyabet hastalığı Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki türde sınıflandırılır. Doğru beslenme, eğitim, egzersiz ve ilaç kullanımı ile diyabet kontrol altına alınabilir. Tip 1 diyabet hastalığında, doğrudan insülin verilerek tedaviye başlanır. Tip 2 diyabet hastalığında ise kan şekeri regülasyonu, diyet ve egzersiz ile sağlanır. Eğer şeker düşürücü ilaçlar yeterli olmazsa, insülin tedavisi gerekebilir. Bazı durumlarda, diyabet hastalığı için cerrahi müdahale de yapılabilir.

Sarılık, cilt tonunun veya gözlerin sararmasıyla kendini belli eden bir hastalıktır ve boşaltım sistemi hastalıkları arasında yer alır. Hastalık, bilirubin maddesinden dolayı oluşur. Bilirubin, vücutta eski kırmızı kan hücreleri yenilenirken oluşan sarı renkte bir maddedir. Fazla sayıda kan hücresinin ömrünü doldurması, karaciğere aşırı yük binmesi veya karaciğerde hasar oluşması sonucu bilirubinin karaciğerden safra yoluyla bağırsağa geçişinde yaşanan problemlerden kaynaklanır. Sarılık, her yaşta ortaya çıkabilir ve seviyesine bağlı olarak ciddi sağlık riskleri oluşturabilir. Sarılığın tedavisi, altta yatan nedene bağlı olarak yapılır. Çocuklarda ve yetişkinlerde sarılığın birçok nedeni vardır, örneğin:

Tüketilen besinler nedeniyle vücuda farklı vitaminler, mineraller ve tuzlar alınır. Vücuda giren azotlu maddelerin yanması sonucu üre oluşur ve idrar yoluyla vücuttan atılır. Ancak, boşaltım sistemi organlarında oluşan herhangi bir sorun nedeniyle üre idrar yoluyla dışarı atılmazsa üre hastalığı (üremi) oluşur. Kanda biriken üre, ağız kokusu, mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi gibi belirtiler gösterir. İleri safhalarda ise böbrek yetmezliği ve koma gibi ciddi komplikasyonlara sebep olabilir. Üre hastalığının tedavisi, altta yatan nedene yönelik olarak yapılmalıdır. Ayrıca, bol su tüketimi ve bitkisel tedaviler de üre tedavisinde destekleyici rol oynar.