İnsan vücudu, çevre ısısında oluşan değişikliklere bağlı olmaksızın kendi ısısını ayarlayabilmektedir. Bu, hormonların etkisi, metabolizma hızının düzenlenmesi ve yüzeysel damarlardaki genişleme ve daralmalarla sağlanmaktadır. İnsan vücuduna giren mikroplara karşı salgılanan pirojen maddeler, beyinde bulunan ısı ayarlama merkezini uyarır. Bu sebeple vücut ısısında artış gözlemlenir. Vücut ateşinin yükselmesi, enfeksiyon hastalıklarında mikroplara karşı vücut direncini artırır.

Ateş, en çok enfeksiyon hastalıkları sırasında görülmektedir. Vücut ateşinin 41 derecenin üzerine çıkması, beyin ve diğer organlarda ısıya bağlı hasarlar meydana getirir. Gün içinde farklılık gösteren vücut ısısı, sabahları erken saatlerde en düşük, akşam üzeri ise en yüksek seviyesine ulaşmaktadır. Bu tanıma göre, sabah erken saatlerde ölçülen ateşin 37.2 dereceden, akşama doğru ölçülen ateşin 37.7 dereceden fazla olması yüksek ateş olarak adlandırılır.

Ateş, kişinin yaşına ve mevcut hastalığına göre farklılık gösterir. Kişinin durumu ile ilgili fikir yürütmekte zorluk çekildiği zaman bir doktor tarafından kontrol edilmesi gerekmektedir. Bazı hastalıklarda ise hiç zaman kaybedilmeden en kısa zamanda doktor muayenesi hayati önem taşımaktadır.

Bunların yanında daha öncesinde ateşliyken havale geçirme durumu var ise, 72 saatten daha uzun süren ateşlerde zaman kaybedilmeden doktora gidilmesi şarttır. Ateşli hastalıklar sırasında beyinde yüksek derecede hasarlar meydana gelebilir. Bu nedenle yüksek ateş, uyarıcı bir faktör olarak kabul edilir ve zaman kaybedilmeden hastaneye götürülmesi önemlidir. Aşırı derecede giyinme, ateşin daha fazla yükselmesine sebep olabileceği için kişi daha az giydirilmeli, uyurken giysiler daha da azaltılmalıdır.